İş Hukuku

İŞ HUKUKU VE İŞÇİ-İŞVEREN DAVALARI

İş hukuku, işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ve sorumlulukları ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. Bu hukuki disiplin, çalışanların haklarını korumayı, işverenlerin ise iş yasalarına uygun davranmayı sağlar. İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar kural olarak iş mahkemelerinde görülmektedir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.

İş hukuku en yalın tanımıyla bağımlı çalışma durumunu düzenleyen özel hukuk dallarından biri olmakla kamu hukuku ile de ilişkilidir. İş hukuku, işçilerin korunmasını hedeflemekle birlikte, gerek işçilerin maddi durumlarını gerek psikolojik gerekse sosyal durumlarını düzenlemekte ve işçi yararına hükümler barındırmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği hususunda da önlemler almaktadır. İş hukuku en genel anlamda işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi düzenler.  Kanun koyucunun iş hukukunu kanuni güvence altına almasının sebebi işçiyi işverene karşı korumaktır. Gelişen ve değişen hayat şartlarına ve sosyal ve ekonomik değişiklikler karşısında işçiyi güvence altında tutan iş hukuku kendine özgü bir hukuk dalıdır.

Temel amacı, işçilerin ve işverenlerin karşılıklı hak ve yükümlülüklerini belirlemektir. İşçilerin ve işverenlerin iş sözleşmesi, ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği, işverenin işçiyi işten çıkarması gibi konulardaki uyuşmazlıkların çözüme kavuşması amaçlanmaktadır. İş sözleşmesi, iş güvencesi, ücret, çalışma süresi, yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram ve dini bayram alacağı, hafta tatili alacağı, boşta geçen süre tazminatı, işe başlatmama tazminatı, kötü niyet tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı, iş sağlığı ve güvenliği, sendikalar, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt gibi konuları kapsar.  

Uygulamada sıklıkla görülen işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıkları adil bir şekilde çözüme kavuşturabilmek için bazı hükümler konulmuştur.

İş Hukukunun Temel Kavramları

İş Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca iş hukukunun temel kavramları; işçi, işveren, işveren vekili ve alt işveren, işyeri kavramlarıdır.

İşçi Nedir ?

Kimlerin işçi statüsüne dahil olacağı iş hukukunun önemli konularından biridir. İşçi, kural olarak bir iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan gerçek kişileri ifade etmektedir. İş sözleşmesi uyarınca işçi çalışmayı taahhüt ederken işveren ise belirlenen ücreti ödeme borcu altına girer. Önemli olan husus iş sözleşmesine göre çalışmaktır. Bir hizmet akdine bağlı olarak herhangi bir işte ücret karşılığında çalışan kişilere işçi denir. Ücretsiz çalışanlar işçi sayılmazlar. Bununla birlikte ücretin işveren tarafından ödenmesi zorunlu olmayıp üçüncü kişilerce de ödenebilir. Ücret, muhakkak yapılan çalışmanın yani emeğin karşılığı olarak ödeniyor olmalıdır. Bu bağlamda iş yerinin hangi nitelikte olduğu önem arz etmez. İşçi, işverenin oluşturduğu organizasyon içinde onun emir ve direktiflerine uygun olarak çalışır. İşyerinin işverene ait olup olmaması önemli değildir. İşçiler, gerçek kişilerdir. Bir başka deyişle şirket, dernek ve vakıf gibi tüzel kişiler işçi sıfatını alamazlar. İşçi statüsünü kazanıp kazanmamak davanızın gidişatını etkileyen en önemli unsurdur.

Temel İşçi Hakları Nelerdir ?

İşçilerin iş hukuku altında bir dizi temel hakkı vardır:

İş Güvencesi: İşçilerin işlerini kaybetme korkusu olmaksızın çalışma hakkı vardır. İşverenler, işten çıkarmak istediklerinde belli prosedürleri takip etmelidir.

Adil Ücret: İşçiler, işlerine karşılık adil bir ücret almalıdır. Ücretler, minimum ücret yasalarına uygun olmalıdır.

Çalışma Saatleri: İşçilerin çalışma saatleri yasal olarak sınırlanmıştır. Aşırı mesai ve fazla çalışma durumları düzenlemelere tabidir.

İş Sağlığı ve Güvenliği: İşverenler, işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumakla yükümlüdür. İş yerlerinde gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.

Sendika ve Toplu İş Sözleşmeleri Hakkı: İşçiler, sendikalara katılma ve toplu iş sözleşmeleri yapma hakkına sahiptirler.

Stajyer Nedir?

Stajyer, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda veya Yükseköğretim Kurumlarında verilmekte olan her düzeydeki alana özgü olarak belirlenen teorik ve uygulamalı dersler dışında, öğrencilerin öğretim programlarıyla kazandırılmasını hedefleyen mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri amacıyla mesleki çalışma yapan kişilerdir. Stajyerler, mevcut işi öğrenmek ve bu alanda gelişmek için işveren yanında çalışırlar. Stajyer, işçi veya çırak değillerdir. Çıraklardan farkı stajyerlerin bu meslekte belli bir bilgi seviyesine sahip olmalarıdır.

Çırak Nedir?

Çırak statüsüne, Mesleki Eğitim Kanunu’nda yer verilmiştir. Bu kanunun üçüncü maddesi uyarınca çırak, çıraklık sözleşmesi ile bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını bu iş alanı içerisinde geliştiren kişilerdir. Çıraklık müessesinin en önemli amacı bir meslek veya sanatın ilgili kişi (usta) tarafından öğrenilerek ve gelişim göstererek bu alanda duyulan personel ihtiyacının karşılanmasıdır. Kural olarak çırakların bünyesi ve sağlık durumu bu alanda çıraklık yapmaya engel teşkil etmemelidir. En az ortaokul veya imam hatip okulu mezunu olmak da aranan bir diğer husustur. Çıraklık sözleşmesi çırak reşit değil ise çırağın velisi ile yapılmalıdır. 

İşveren Nedir?

İşçi çalıştıran kişi ve kurumlara işveren denir. İşveren, gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişiliğe haiz olan ya da olmayan kurum ve kuruluşlar olabilir. İşçi kural olarak işverene karşı hizmet edimi taahhüt eder. İşveren işçiden hizmet edimi talep edebilir ve talimat verebilir.  Hizmet sözleşmesi altında bir kişiyi ücretle çalıştıran kişi işveren statüsüne dahil olur. Bu bağlamda işverenin işçisini başkasına ait işyerinde çalıştırması da onun işveren olmasını etkilemez. İster özel hukuk ister kamu hukuku tüzel kişileri işveren olabilir. Dernekler, vakıflar, şirketler, belediyeler, sendikalar hizmet sözleşmesi ile işçi çalıştırıp işveren konumuna girerler.

İşveren kural olarak işletmeyi idare eden kişidir. Buna bağlı olarak işçi üzerinde birtakım yetkileri vardır. İşverenin kural koyabilme ve direktif verebilme hakkı bunlardan biridir. Bununla birlikte işyerini idare etme, işi düzenleme işverenin yetkileri arasındadır. Gerekli durumlarda işverenin ceza verme yetkisi de bulunmaktadır. Çalışma koşulları ihlal edildiğinde işveren bazı tedbirlere başvurabilir. Ancak bu yetkinin kötüye kullanılmaması ve amacını aşmaması gerekmektedir. İşçinin uyarılması ve kusur bildirilmesi, iş pozisyonunun değiştirilmesi, sözleşmenin feshi gibi yaptırımlar uygulayabilirler. Bir işçinin birden fazla işvereni olabilir.

İşveren Sorumlulukları Nelerdir ?

İşverenler de işçilerin haklarına saygı göstermek ve iş yasalarına uymakla yükümlüdürler. İşveren sorumlulukları şunları içerir:

Adil İşe Alma ve Terfi Süreçleri: İşverenler, işe alım ve terfi süreçlerinde ayrımcılık yapmamalıdır.

Çalışma Ortamı Sağlığı ve Güvenliği: İşverenler, işçilerin güvenliğini ve sağlığını korumak için gerekli önlemleri almalıdır.

Ücret ve Çalışma Saatleri Kurallarına Uymak: İşverenler, yasal ücret düzenlemelerine ve çalışma saatleri kısıtlamalarına uymak zorundadır.

İşten Çıkarmada Adil Prosedürler: İşten çıkarma durumlarında, işverenler adil prosedürlere uymalıdır.

Alt İşveren Nedir?

İşverenin kendi işçisini başkasına ait bir işyerinde görevlendirmesi durumunda alt işveren statüsü gündeme gelir. Başkasına ait işyerinde kendi işçilerini çalıştıran kişilere alt işveren veya taşeron adı verilir. Bir nevi aracı olan bu alt işverenler iş ve işyeri yönetiminde görev almazlar. Bu hallerde alt işverenin işçileri diğer işverenin işyerinde çalışırlar. İşveren ve alt işveren işçilere karşı birlikte sorumluluk üstelenirler. Olası bir durumda işçiler hem işverene hem de alt işverene başvurabilir.

İşveren Vekili Nedir?

Bazı durumlarda işveren işletmeye ait tüm işleri tek başına idare etmekte zorlanabilir. Böyle durumlarda işveren için vekil tayin edilmesi gündeme gelir. Kimi durumlarda ise hukuki engeller veya sağlık sorunları nedeniyle işverenin vekil tayin etmesi gerekebilir. İşveren vekili kural olarak işverenin menfaatlerini koruyan kişidir. Özellikle işverenin bir tüzel kişi olması durumunda bu işyerinin müdürleri işveren hesabına hareket eden işveren vekilleridir. Bu kimseler işverenin hesabına hareket ederek iş yeri yönetiminde görev almaktadırlar. İşveren vekili ve işveren arasında muhakkak vekalet sözleşmesi olma zorunluluğu yoktur. Bu bağlamda hizmet akdinin varlığı yeterlidir. Bir kimse aynı anda hem işçi hem de işveren vekili olarak görev yapabilir. Buradaki önemli husus, işveren vekilinin muhakkak iş ve işyeri yönetiminde görev almasıdır.

İşyeri ve İşletme Nedir?

İşin yapıldığı yer kural olarak işyeridir. İşçiler prensip olarak işlerini işyerinde yerine getirirler. İşyerinin unsurları bulunmaktadır.

  • Çalışma gücü yani personeller
  • Maddi araçlar yani iş araçları, makinalar, binalar
  • Örgütlenme
  • Teknik amaç yani işyerinin satış, imal gibi saiki

İşletme ise daha farklı bir kavramdır. İşletme bir iş yerinden oluşabileceği gibi birden fazla işyerini de içinde barındırabilir.  İşletmenin unsurları bulunmaktadır. Bunlar;

  • Personeller
  • İşletme şefi yani son söz hakkına sahip en üst organ
  • İşletmenin konusu olan faaliyetin sürekli ve bağımsız olması

İş Sözleşmesi Nedir ?

İşçi ile işveren arasında kurulan, işçinin iş görme borcu ve işverenin ücret ödeme borcunu içeren bir sözleşmedir. İş sözleşmesi, işçinin iş görme borcu ve işverenin ücret ödeme borcunun yanı sıra, tarafların diğer hak ve yükümlülüklerini de düzenler. 

Toplu İş Sözleşmesi Nedir ?

İşveren ile bir veya birden fazla sendika arasında işçilerin çalışma koşullarını ve ücretlerini düzenleyen bir sözleşmedir. 

Ücret Nedir ?

İşçinin, iş görmesi karşılığında işverenden aldığı bedeldir. Ücret, işçinin emeğinin karşılığı olarak ödenir. Ücretin miktarı, işçinin iş görme borcunu yerine getirmesi karşılığında işverenin elde ettiği faydaya göre belirlenir. 

İş Hukukunun Kapsamı

İş hukuku ve buna bağlı olarak İş Kanunu işveren ile arasındaki iş sözleşmesine dayanarak çalışan işçilerin çalışma şartlarını düzenler. Bununla birlikte işçilerin çalışma ortamına ilişkin haklarını ve sorumluluklarını da kanuni güvence altına alır. Bu kanun faaliyet konusunu önem arz etmeksizin tüm işyerlerinde işveren, işçi ve işveren vekillerine uygulanır.

İş Hukuku, bireysel ve toplu iş hukuku olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. Bireysel iş hukuku, bir işçi ile bir işveren arasındaki hukuki ilişkiyi ele alır ve düzenler. Toplu iş hukuku ise, işçi ve işveren sendikalarının kuruluşu, faaliyeti, hak ve yükümlülükleri ile grev ve lokavt gibi toplu eylemleri inceleyen bölümdür.

İş Hukuku Neleri Kapsar?

İş hukuku kendi bünyesinde bireysel iş hukukunu ve toplu iş hukukunu barındırmaktadır. Bireysel iş hukuku iş hukukunun temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda bireysel iş hukuku işçi-işveren arasındaki iş ilişkisini ve bu ilişkiye devlet müdahalesini düzenlemektedir. Toplu iş hukuku ise daha çok sendika hukuku olarak halk arasında bilinmektedir. Toplu iş sözleşmelerinin yapılması ve bu kapsamda barışçıl ve mücadeleci yollarla sorunların çözümlenmesini amaçlayan iş hukuku dalıdır.

İş Hukuku Kimleri Kapsar?

Çalışanlar kural olarak bağımlı ve bağımsız çalışanlar olmak üzere iki farklı kategoriye ayrılır. Bağımlı çalışanlar memur ve işçi sınıflarını kapsamakta iken bağımsız çalışanlar serbest meslek sahipleri, esnaf ve zanaatkârları bünyesinde barındırmaktadır. Buna rağmen iş hukuku yalnızca işçi-işveren arasındaki iş ilişkisini düzenlemektedir.

4857 Sayılı İş Kanunu, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla yürürlüğe konmuştur. Bu kanun, belirli istisnalar dışında, Türkiye’deki bütün işyerlerini, işverenleri, işveren vekillerini ve işçileri kapsar. İş Kanunu’nun uygulama alanı oldukça geniştir ve faaliyet konularına bakılmaksızın tüm sektörlerdeki işyerlerine uygulanır. 

İş Kanunu’nda bazı istisnalar bulunmaktadır. Örneğin, devlet memurları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında değerlendirilir ve bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu’nun hükümleri onlara uygulanmaz. Ayrıca, İş Kanunu’nun dördüncü maddesinde belirtilen diğer istisnalar da mevcuttur. Bu istisnalar arasında belirli sektörlerdeki veya koşullardaki çalışanlar olabilir. 

İş Kanunu Kapsamı Dışındaki İşler Nelerdir?

4857 Sayılı İş Kanunu’nun dördüncü maddesinde belirtilen işlerde bu kanun hükümleri uygulanmaz. İş Kanunu’nun 4. maddesinde sayılan bu işler;

  • Deniz ve Hava Taşıma İşlerinde,
  • Elli (50) ve daha az işçi çalıştıran Tarım ve Orman İşlerinin Yapıldığı İşyerleri veya İşletmelerde,
  • Bir ailenin üyeleri ve 3. dereceye kadar (3. derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
  • 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 2. maddesinin tanımına uygun olarak üç kişinin çalıştığı işyerlerinde,
  • Aile Ekonomisi hududu içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işlerinde,
  • Ev işlerinde istihdam edilenler hakkında,
  • Çıraklar hakkında,
  • Sporcular hakkında,
  • Rehabilite edilenler/Rehabilitasyon sürecinde olanlar hakkında uygulanamayacağı ifade edilmektedir.

Fakat, bu istisnaların bir kısmı İş Kanunu’na bağlı işler için geçerli değildir. Örneğin; limanlarda veya kıyılarda gemiler arası yükleme ve boşaltma işleri, havacılık sektörünün tüm yer hizmetleri, tarım sanayisi ile tarım araçları, makinaları ve parçalarının üretildiği atölye ve fabrikalardaki işler, tarım kuruluşlarında gerçekleştirilen yapı işleri, halkın yararlanabileceği veya işyerine bağlı olan park ve bahçe işleri, Deniz İş Kanunu’na dahil olmayan ve tarım işleri sayılmayan, denizde su ürünleri yetiştirenlerin ilgili olduğu işler İş Kanunu kapsamına girmektedir. 

İş hukuku kapsamı dışında kalan kişiler, İş Kanunu’ndan yararlanamaz. Bu kişiler, İş Kanunu’nda düzenlenen hak ve yükümlülüklere tabi değildir. 

İş Hukukuna Hakim Olan İlkeler?

  1. İşçiyi koruma ilkesi güçlüye karşı zayıfın korunması anlayışıyla işverene karşı işçi korunma altına alınmıştır. Hem sosyal hem de ekonomik durumları itibariyle devlet tarafından işçiler kanuni güvenceye kavuşturulmuştur.
  2. İşçi yararına yorum yapma ilkesi uyarınca yeterince açık olmayan bir hükmün işçi lehine yorumlanması gerektiği kabul edilmiştir. Bu husus işçinin haksız olduğu durumlarda korunması anlamını taşımamaktadır.
  3. Eşit davranma ilkesi uyarınca iş ilişkisinde taraflar cinsiyet, dil, din, ırk, siyasi düşünce gibi hiçbir ayrıma tabi tutulamaz. Haklı sebepler olmadıkça çalışma süresinde işçiler arasında ayrımlar yapılamaz.

İş Hukukunun Kaynakları Nelerdir?

 İş hukuku hem ulusal hem de uluslararası olmak üzere çeşitli kaynaklara sahiptir.

  • Anayasa: Ulusal kaynakların başında anayasamız gelmektedir. Anayasamızın sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler başlığı altında iş hukukuna dair pek çok düzenleme yer almaktadır. Çalışma hürriyeti, sözleşme hürriyeti, dinlenme hakkı, sendika kurma hakkı, sosyal güvenlik hakkı gibi pek çok hak ve hürriyet anayasamızda güvence altına alınmıştır.
  • Kanunlar: İş Hukuku’nun uygulanmasında İş Kanunları’ndan sıklıkla yararlanılmaktadır. İş ilişkilerini genel olarak düzenleyen kanunların yanı sıra bireysel iş ilişkilerini düzenleyen kanunlar da bulunmaktadır. bu bağlamda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bireysel iş ilişkilerini düzenlerken 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu genel iş ilişkilerini düzenleyen kanunlardan birisidir. Belirtmek gerekir ki, İş Kanunu’nda boşluk olduğu takdirde Türk Borçlar Kanunu’ndan yararlanılır.
  • Uluslararası Sözleşmeler
  • Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri: Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda kararname çıkarabilir. Bu bağlamda özellikle grev kararını erteleme kararı alma yetkisine sahiptir.
  • Yönetmelik ve Mahkeme Kararları
  • Bilimsel Görüşler
  • Toplu İş Sözleşmeleri: İşçi ve işverenler karşılıklı olarak ekonomik durumlarını ve çalışma koşullarını toplu iş sözleşmesi kapsamında düzenleyebilirler. Bu bir anayasal haktır. Buradaki en önemli kıstas kararlaştırılan çalışma hususlarının asgari şartların altına kalmaması gerektiğidir.
  • İş Sözleşmeleri: Sözleşme serbestisi ilkesi gereğince taraflar kendi aralarında iş sözleşmesi yapabilir. Ancak bu hususta bazı sınırlamalara uymaları gerekmektedir.
  • İşyerinin İç Yönetmeliği

İş hukuku, iş dünyasında işverenler ve işçiler arasındaki dengeli ilişkileri korumayı amaçlayan önemli bir hukuk dalıdır. İşçi haklarının korunması, işverenlerin yasal sorumluluklarına uymaları ve adil bir iş ortamının sağlanması iş hukukunun temel amaçları arasındadır. İş hukuku, çalışma yaşamında adalet ve denge sağlamak için önemlidir.

İş Hukukunun Özellikleri Nelerdir ?

Karma bir hukuk dalı olan iş hukukunun özellikleri şunlardır: 

  • İşçinin korunması: İşçinin ekonomik ve sosyal açıdan daha zayıf olduğu varsayımıyla, işçinin haklarını ve çıkarlarını korumayı amaçlar. Bu nedenle, iş hukuku kuralları genellikle işçi lehine olacak şekilde düzenlenmiştir. Örneğin, işçiye asgari ücretin altında ücret verilemez, işçiler arasında ayrım yapılamaz ve işçi haksız yere işten çıkarılamaz. 
  • Sözleşme serbestisinin sınırlanması: İş sözleşmesinin tarafları arasında eşit güç olmadığı gerçeğini dikkate alarak, sözleşme serbestisini sınırlar. Bu nedenle, genellikle emredici niteliktedir. Tarafların bu kurallardan aksi yönde anlaşmaları geçersizdir. 
  • Yararlılık ve işçi lehine yorum ilkesi: İş sözleşmesinin taraflarının yararlılığını esas alan bir hukuk dalıdır. Yani, iş sözleşmesinin amacına uygun olarak yorumlanması gerekir. Ayrıca, iş hukuku kuralları veya sözleşme hükümleri belirsiz veya eksik olduğunda, bunlar işçi lehine yorumlanır.
  • Kendi kendine yardım ilkesi: Uyuşmazlık durumunda tarafların kendi haklarını korumak için belli ölçülerde kendi kendilerine yardım etmelerine izin verir. Örneğin, işveren disiplin cezası vermeye, işçi ise greve gitme hakkına sahiptir. 
  • Karma bir hukuk dalıdır: Hem özel hukuk hem de kamu hukuku özelliklerini taşır. İş sözleşmesi, işveren ve işçi arasında kurulan bir özel hukuk sözleşmesidir. Ancak kanun, işçinin haklarını korumak için kamu hukuku araçlarını da kullanır. 
  • Uluslararası boyutu olan bir hukuk dalıdır: Bu hukuk dalı, uluslararası alanda da önemli bir yere sahiptir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), işçilerin haklarını korumak için çeşitli sözleşmeler ve tavsiye kararları yayınlamıştır. 

İş Hukuku Avukatı ve Önemi 

İşçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen iş hukuk alanında uzmanlaşan avukatlara iş hukuku avukatı denir. İşçi ve işverenin hak ve yükümlülüklerini bilir. Bu hak ve yükümlülüklerin korunması için hukuki destek verir. Bu alandan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek ve dava açmak gibi görevleri yerine getirir. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, işe iade, iş kazası, mobbing gibi davalarda hizmet verir. Amacı şu şekildedir: 

İşçi ve işverenin hak ve çıkarlarını korumak: İş avukatı, işçi ve işverenin hak ve çıkarlarını korumak için hukuki işlemler yapar ve davalar açar. İşçinin haksız yere işten çıkarılması, iş kazasında yaralanması, tazminatların ödenmemesi ve sendikal hakların ihlali gibi durumlarda işçinin hak ve çıkarlarını korur. 

Güncel gelişmeleri takip etmek: İş davaları alanındaki mevzuat ve uygulamalar sürekli değişmektedir. İşçi avukatı, bu alandaki güncel gelişmeleri takip eder. Bu amaçla işçi ve işverenin çıkar ve haklarını en etkili şekilde korumaya çalışır. 

Hukuki süreçleri yürütmek: İş davaları ve beraberinde gelen hukuki süreçler karmaşıktır. İş avukatı, işçi ve işverenin hak ve çıkarlarını korumak için bu süreçleri etkin bir şekilde yürütür. 

İş mahkemesi avukatı; çalışma hayatında karşılaşılan sorunlarda hukuki destek sağlaması, hak kaybına uğramayı önlemesi ve en iyi sonucu elde etmeyi sağlaması nedeniyle büyük öneme sahiptir. İş Kanunu ve yargı kararlarına hakimdir ve bu alanda bilgi sahibidir. 

Avukat seçerken, avukatın iş davaları alanında deneyimli, güvenilir ve başarılı olmasına dikkat etmek gerekir. Hak kaybına uğramamak ve en iyi sonucu elde etmek için uzman bir iş avukatı ile hareket etmek önemlidir. 

İş Hukuku Avukatına Hangi Durumlarda İhtiyaç Duyulur? 

Bu alanda ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıkların çözümünde, iş avukatı görev alır. İş hukuku avukatı; işçilerin haklarına kavuşması, uyuşmazlıkların çözümü, dava açmak ve süreci takip etmek gibi görevleri yerine getirir. Şu durumlarda İşçi avukatına başvurulur: 

  • Kıdem ve ihbar tazminatı davaları: İşçinin ücret alacaklarını ya da kıdem ve ihbar tazminatlarını alamadığı veya eksik aldığı durumlarda, işverene karşı alacak davası açma hakkına sahiptir. Bu davada işçiyi temsil edecek olan iş avukatıdır. 
  • İşe iade davaları: İşçinin haksız yere işten çıkarıldığı veya haklı bir sebep olmadan istifa ettirildiği durumlarda, işe geri dönmek için işe iade davası açmak mümkündür.
  • İş kazası davaları: İşçinin işyerinde veya işyeri dışında işle ilgili olarak geçirdiği bir kaza sonucunda zarara uğradığı durumlarda, zararının tazmini için dava açma hakkına sahiptir.
  • Mobbing davaları: İşçinin işyerinde psikolojik tacize uğradığı, ayrımcılığa maruz kaldığı, çalışma koşullarının kötüleştirildiği veya hakaret edildiği durumlarda, manevi tazminat için dava açabilir. 
  • Hizmet sözleşmesi ve iç yönetmelik hazırlama: İşverenin çalışanlarıyla yapacağı hizmet sözleşmelerini ve iç yönetmelikleri hazırlarken, yasalara uygun olmasını sağlamak için bir iş hukuku avukatına danışması gerekir. Aksi halde sözleşme veya yönetmelikteki hükümler geçersiz sayılacaktır. 
  • Sendikal mevzuat danışmanlığı: İşverenin sendikalarla ilişkilerini düzenleyen yasalara uygun hareket etmesi için bir iş avukatına danışması gerekir. Aksi halde sendikal hak ihlallerine sebep olabilir veya sendika tarafından dava edilecektir. 

İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen karmaşık bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, karşılaşılan sorunların çözümü için İş Hukuku alanında uzman bir avukattan destek almak önemlidir. 

Toplu İş Hukuku Nedir?

İş Hukukunun dalları arasında yer alan toplu iş hukuku, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak mevzuatımızda yer alan ve iş ilişkilerinin taraflarının toplu bir şekilde hareket edebilmelerine olanak sağlayan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalında; işçiyle işveren arasındaki hukuki ilişkinin bir tarafını mutlak surette bir topluluk oluşturmaktadır.

Türk Hukuku’nda bahsi geçen söz konusu bu topluluk sendikalar olarak karşımıza çıkabilmektedir. Toplu iş hukuku; işçilerin haklarıyla işveren haklarını ayrı ayrı korumaya gayret gösteren ve söz konusu bu tarafların kendi içlerinde bir çeşit dayanışma ihtiyacı olduğunu peşinen kabul eden bir anlayışın ürünüdür. Bu durum, işveren karşısında fiiliyatta güçsüz durumda olduğu kabul edilen işçi tarafı için oldukça önemli olup, ekonomik olarak çok daha güçlü durumda olan işverene karşı işçilerin haklarının korunabilmesi adına son derece önemlidir.

Öte yandan toplu şekilde hareket edebilen işçilere karşı, işverenlerin de bir takım haklarının korunmasına duyulan ihtiyaçtan dolayı, işveren sendikalarının da kurulması kabul edilmiştir.

Toplu İş Hukuku’nun konusunu toplu iş sözleşmeleri oluşturmaktadır. Toplu iş sözleşmelerinin yanı sıra; taraflara tanınan grev ve lokavt hakları da yine bu hukuk dalının konusu dahilindedir.

Sendikalar da bu hukuk dalının açıklandığı üzere ayrılmaz bir parçası olup, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin doğrudan tarafı olarak bulunurlar.

Toplu İş Hukuku Kapsamında Avukat Hangi Hizmetleri Vermelidir?

  • Şimşek&Akdağ Hukuk Bürosu bünyesinde toplu iş hukuku dalında verilen hizmetler genel olarak şu şekilde sayılabilmektedir:
  • Toplu iş sözleşmelerinin hazırlanması,
  • Mevcut toplu iş sözleşmelerinin yorumlanması,
  • Mevcut toplu iş sözleşmelerinin tadili ve yenilenmesi,
  • Toplu İş Hukuku’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda arabuluculuk hizmeti,
  • İşverenlere hukuki danışmanlık,
  • İşçilere hukuki danışmanlık,
  • İhtarname hazırlama ve gönderme işlemleri,
  • Grev ve lokavt süreçleriyle ilgili danışmanlık hizmeti,
  • Grev ve lokavt süreçlerinin uygulanması, ertelenmesi veya sona erdirilmesi,
  • Bakanlık nezdinde süreç takibi,
  • Arabulucu ve hakem süreçlerinde süreç takibi ve danışmanlık hizmetleri,
  • Toplu İş Hukuku’ndan doğan sözleşmelerde tazminat ve alacak taleplerine ilişkin danışmanlık hizmetleri ve davalar,
  • Sendikaların kurulumu ve Sendika Hukuku’ndan doğan her türlü iş ve hizmet,
  • Sendikal örgütlenme aşamasında hukuki danışmanlık hizmeti,
  • Sendika yetki itirazı sürecinin takibi,
  • Diğer işler

Görüldüğü üzere, bu hukuk dalının birçok ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Oldukça geniş ve detaylı düzenlemelere sahip olması nedeniyle bu alanda doğan sorunların/uyuşmazlıkların çözümünde, alanında uzman bir iş hukuku avukatı ile çalışmak gerekmektedir. 

Konu ile ilgili daha fazlası için iletişim sayfamızdan Hukuk Büromuz ile irtibat kurabilirsiniz.